Ana Sayfa
Özgeçmiş

Aşağıdaki yazı ilk yayımlandığında sıkça kullanılan “gemiinsanı” birleşik kelimesini iki bin on altı yılından bu yana “gemici” kelimesi ile değiştirdiğimi burada belirtmek isterim.

Yabancı Ehliyetli Türk Gemiciler

Soru: Yabancı ehliyet ne demektir?

Cevap: Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından verilmemiş her belge yabancı belgedir. Bizim ehliyet dediğimiz yeterlik belgesi de bu kapsamda değerlendirilir.

Soru: Yabancı ehliyetli gemici kimdir?

Cevap: Bu sorunun iki cevabı vardır:

(1) Kısaca yabancı ehliyet taşıyan herkes, yabancı ehliyetli gemici olur.

(2) Kendisi Türk, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, cebinde yabancı ehliyet taşıyan gemicidir.

O halde, yazının başlığına dönersek, yabancı ehliyetli Türk gemici için bir tanımlama yapmak gerekecektir.

Soru: Yabancı ehliyetli Türk gemici kimdir?

Cevap: Türkiye Cumhuriyeti devletinin verdiği ehliyetinin bir kopyasını gönderip, aynı düzeydeki yeterliğe sahip belge alan gemiinsanları evvelden beri vardı. Yabancı bayraklı gemilerde çalışan Türk gemiinsanları için çok bilinen bir konudur bu. Onlar, tamamı ile deniz hayatlarını yabancı bayraklı gemilerde ve yasal bir biçimde sürdüren insanlardır. Mütekabiliyet, muadili arama benzeri bir sistemle belgelerini alırlar ve yabancı bayraklı gemilerde çalışırlar.

O gemicileri bugün sözünü ettiğimiz yabancı ehliyetli Türk gemici konusunun dışında tutuyoruz.

Kısaca, yurtdışında başarılı olup bulunduğu yerin yeterliğini alıp denizcilikte yer edinen insanlar bu sorunun cevabı değildir.

Soru: Yabancı ehliyetli Türk gemici neden söz konusu ediliyor? Bunca sorunla cebelleşirken, bu sorunla uğraşmak biraz abartı olmuyor mu?

Cevap: Bunun bir sorun olarak ele alınması ve çözümünün ortaya konması, bugün denizciliğimizin içinde yaşadığı sorunların temelini teşkil eden bir sorunun çözümü olacaktır.

Bu coğrafyanın yapageldiği büyük hatalardan bir tanesi, belki de en büyüğü insan değerinin, insan yeterliğinin sürekli göz ardı edilmesi ve liyakat ya da yeterlik yerine başka etkenlerin kullanılmasıdır. Elinde yetkisi olan hemen herkes, bu coğrafyada elinde yetkisi olan her insan bu hatayı yapar.

liyakat, -ti Ar.

a. (liya:kat) 1. Bir kimsenin, kendisine iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim.

Deniz bu hatayı kaldırmaz.

Bu konuyu daha sonra ele almak üzere ve yeterlik düzeyine güvenen insanların değerlendirilmesinin önündeki engeli vurgulamadan önce birkaç soru daha sorarak yanıtlarını arayalım.

Soru: Yabancı ehliyetli Türk gemici ne zaman ortaya çıktı?

Cevap: Yabancı ehliyetli Türk gemiinsanları, denizde çalışanların kayıt altına alındığı ilk tarihlerden bu yana, denizde başarı gösteren birçok Türk insanı, gemici olarak kayıt altına alınmıştır.

First Register of Merchant Seaman’s Service 1835 – 1844

Neresi?

Elbette İngiltere!

Yabancı ehliyetli Türk gemici bizim için yeni bir kavram değildir.

Soru: Pekâlâ, bu gemiciler bu belgeleri nasıl aldılar?

Cevap: Doksanlı yılların başlarında, bazı ülkelerin devlet yönetim düzenlerini terk ederek yeni bir yönetim sistemine geçişleri esnasında, geçiş döneminin getirdiği kargaşadan faydalanan bu ülkelerdeki «kötü» amaçlı kişilerin verdikleri(!) ehliyetlerdir. Bu ehliyetler verilen ülkelerinin resmi mühürlerini taşıyordu. Gemicinin bir biçimde kaydı yapılıyordu.

Doğru yollardan, doğru yöntemlerle ve hak ederek alınan yabancı ehliyetleri ve yabancı ehliyetli Türk gemicileri tekrar ayrı koyarak olayı ele alınca, bu konunun dile getirilmesinde iki etken olduğu söylenebilir, iki «yabancı ehliyetli gemici» görünür:

(1) Hiç bilgi olmadan, rastgele bir kâat alıp, serseri mayın gibi denizde dolaşanlar.

(2) Belli bir yeterliğe sahip olup, bunun karşılığını yabancı ehliyette arayanlar.

Sorunun yanıtı, ellerindeki belgelerinden bahsetmekten kaçınan, çekinen, bu ehliyeti dolambaçlı yollardan alan Türk gemicidir. Bu gemici, «yabancı ehliyetli Türk gemici», denizciliğimizin yürütülmeye çalışıldığı mevcut sistem içinde yer alır ve bu sistemin aksaklığının ürünüdür.

Bu gemicilerin ellerinde Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından verilen yeterlik belgesi de vardır. Ancak bu belgenin gerçek yeterlik düzeylerinin çok altında olduğunu, bu nedenle dolambaçlı yollardan yabancı ehliyet aldıklarını söylerler.

Kendilerine göre, aslına bakarsanız yıllardan beri yabancı ehliyetle çalıştıkları şirketlerine göre de Türk belgelerindeki yeterlik düzeyi kişinin gerçek yeterlik düzeyinde değildir. Genellikle bunu anlatırken şu benzetmeyi kullanırlar:

Kırk bin metre maraton koşabilecek bir atleti bin metre koşturup “tamam, sen bu kadar koşabilirsin ancak” deyip koşturmamak gibi bir şey.

Bugün sözünü etmek istediğim gemiciler bu ve benzer durumdaki gemicilerdir.

Şimdi yukarıdaki iki tür yabancı ehliyetli Türk gemici maddelerine dönelim.

Bir: Bilgisi Olmayanlara Kâat

Hiç bilgi olmadan, rastgele bir kâat alıp, serseri mayın gibi denizde dolaşanlar ki, bu insanlara «gemici» demek doğru olmaz. Çünkü, gerçekten hiç bilgi olmadan, rastgele bir kâat alıp, serseri mayın gibi denizde dolaşırlar ve sıradan insanlardır.

Doğrudan dolandırıcılık yapan bu insanlar aldıkları(!) bu belgeler ile birçok şirkette çalışma imkânı bulmuşlardır. Bizim daha önce birçok kez sözünü ettiğimiz «gemiyi kâat kaldırır» kafasındaki şirketlerde yer bulmuştur bu insanlar.

Evet, bu kâatlar gemiyi kaldırmıştır, fakat yüzdürememiştir.

Bu şirketlerin durumu fark etmeleri, yani gemiyi kâatın kaldırmadığını fark etmeleri oldukça uzun bir zaman almıştır.

Benim bildiğim, gördüğüm yüzlerce olay var, tekrar ediyorum, yüzlerce olay vardır.

Böyle insanların bulundukları gemileri ötede beride tutuklattıkları, karaya çıkarttıkları, denizi kirlettikleri için çok büyük cezalara neden oldukları, velhasıl, şirketleri kötü durumlara düşürdükleri çok olay gördüm.

Soru: Pekâlâ, bu aklı tutulan şirketlerin ekonomik kayıplarının ne kadar olduğunu biliyor musunuz?

Cevap: Resmi olarak bilmiyoruz, çünkü sayımlamada, istatistikte bunlar farklı türler altına alınıyor.

Yani şirket olayı değerlendirirken kişiden kaynaklanan olduğunu kendisi biliyor da yaptığı hatayı da bildiğinden sözünü edemiyor.

Ben söyleyeyim:

Kişilerin bilgisizliğinden kaynaklanan ekonomik kayıplar, bugünkü koster filomuzu bulunduğu yerden çok yukarılara çıkaracak miktarlardadır.

Bunu başka bir biçimde söyleyeyim:

Bugün belli bir gros tonaj altındaki filomuzun durumunun, şirketlerin çalışan tercihleri ile doğrudan bağlantısı vardır.

Şimdi şu cümleme dikkat edin, mutlaka bir yerlerde buna benzer bir cümle duymuşsunuzdur:

Ola, yegenume bir çarkçi kâadi alduk, yaptuk oni çarkçibaşi, aha gemi karşida yatiyur, eldurdi makinayi!

Ula hemşerim, o makinayi sen eldurdun, yeğenun deyil!

Ya da kaptan yeterliğindeyim deyip, daha önce çalıştığı şirketten «kaptanlık» istediğinde şirket yöneticileri tarafından bina girişine kadar kovalanan aşçıbaşı hikâyeleri de dinlemedik mi?

İki: Bilgi Olana Kâğıt

Belli bir yeterliğe sahip olup, bunun karşılığını yabancı ehliyette arayan Türk gemicileri ki, gerçekten belirli bir bilgi düzeyindedirler.

Kendisini yeterli gördüğünün dışında çalıştığı şirketin yöneticileri tarafından da «yabancı ehliyet» almaya teşvik edilen bu insanların sayısı hiç de az değildir.

Bugün benim üzerinde durmak istediğim «gemici» bu gemicidir.

Bilgi düzeyini bilen ve kendine güvenen, kısaca nerede olduğunu bilen ancak hak ettiğini düşündüğü ehliyetini bu ülkede bir türlü alamayan «gemici». Gider bu insan, verir parasını ve ehliyeti cebine koyar. Çoğu kez çalıştığı şirket verir parayı. Çünkü bilir ki bu insan bunu gerçekten karşılar, hak eder.

Bu insanların kazanılması gerekmektedir.

Nasıl kazanılacaklarına dair birkaç çözüm yolu vardır.

Bunlardan birisi, mevcut yeterlik belgesi düzenimizin yepyeni ve ön yargılardan arınmış olan kafalarca gözden geçirilmesidir. Bu yöntem doğru yolu kendiliğinden bulduracaktır.

Bizim yeterlik belgesi edindirme düzenimiz, sistemimiz elleçlenmeli, gözden geçirilmeli ve mutlaka güncellenmelidir. Gerekirse sil baştan ve yeni, tamamen farklı bir anlayışla yepyeni bir düzen kurulmalı; gemicilerimize hak ettikleri değerde belgeler verilmelidir.

İlk tür olarak sözünü ettiklerim, zaten sistem içinde bir biçimde ayıklanma sürecine girmiş belki de bu sürecin sonuna gelinmiştir. Ama yine de önlemleri alınmalı, bu tür insanların «gemici» gibi dolaşmaları önlenmelidir. Bunun için de uluslararası sıkı bir çalışma gerekecektir. Önce kendimizden başlayarak uluslararası bir çalışma.

Yakup Korkmaz

Tuzla, İstanbul

201404190754

yakupkorkmaz.com © denizci